Kamyon Yakıt Verimliliğinin Sınırlarını Zorlamak

Konsept kamyon üreticisi Bob Sliwa, ABD'de kıyılar arası yolculuğunu tamamladıktan sonra Florida'nın Jacksonville şehrine varmak için Interstate 10'a çıktığında, henüz farkında olmasa da aslında sektördeki yakıt verimliliği odağını geri döndürülemez bir şekilde dönüştürmeye başlamıştı¹. San Diego'dan yola çıktığı altı günlük yolculuğunda, AirFlow Truck Company'nin kurucusu, nakliye tonu verimliliğinde 2.48 kat iyileşme sağladı² ve bunu ortalamanın çok üstünde yük taşıyan bir kamyonla başardı³.

Bu kamyon, AirFlow Truck Company ve Shell tarafından ortaklaşa geliştirilen, yakıt açısından hiper verimli, yarı 8. Sınıf, Starship Projesi'nin merkezinde yer alan ve alternatif bir yakıtla değil, dizel ile çalışan bir araçtı⁴. Aynı şekilde, kamyonun yakıt verimliliği, mevcut teknolojiler kullanılarak yapılan modifikasyonlarla en üst düzeye çıkarıldı.

Dizel, burada kilit bir rol oynamaktadır: Alternatif yakıtla çalışan yeni ağır hizmet araçlarının sayısı giderek artsa da Avrupa’da bir kamyonunun ortalama ömrü 12 yıldır. Bu da, önümüzdeki yıllarda yollarda çok sayıda dizel araç göreceğimiz anlamına gelir⁵. Üstelik, bir IHS Markit raporunda, dizel motoru alanındaki gelişmelerin, bu motorun en az 2040 yılına kadar maliyet açısından rekabetçi özelliğini koruyacağı belirtilmektedir⁶.Mevcut yakıt teknolojilerinin evrimi; motor temizliği, motor verimliliği ve yakıt ekonomisinde iyileştirmeler sağlar. Bu faktörlerin hepsi, ticari filolar için en çok aranan toplam işletme maliyeti (TCO) ve CO₂ emisyonlarının azaltılması hedeflerine ulaşmaya yardımcı olur⁷.

Sektör, bunları göz önünde bulundurarak yakıt verimliliği, işletme maliyetleri ve karbon ayak izi gibi giderek daha kritik hale gelen hedeflerine ulaşmak istiyorsa, dizel ile çalışan araçları en iyi şekilde nasıl optimize edebileceğine dair ilham almak için Starship Projesi gibi örnekleri incelemelidir. Aslında, Starship kamyonu, filolarımız için mevcut teknolojilerden yararlanmanın bugün karayolu taşımacılığını daha verimli, gelecekte ise daha düşük karbonlu hale getirmeye yardımcı olacak uygun bir seçenek olduğunun kanıtıdır.

Günümüz teknolojisi, yarının hedeflerine ulaşmaya yardımcı olabilir

İşleri ve performansı ağır hizmet filosuna bağlı olan şirketler için başarı, Starship Projesi örneğinde olduğu gibi, verimliliği azaltan faktörlerin belirlenmesine ve ardından bunların etkili bir şekilde hedef alınmasına dayanır.

Bunlar, bir aracı yavaşlatan ve verimliliğini azaltan araç sürüklenmesi (rüzgar direnci ve yuvarlanma direnci) gibi sorunları içerebilir. Bu durumla mücadele etmek için Starship kamyonu, rüzgar direncini azaltmaya yardımcı olmak üzere geliştirilmiş ve aerodinamik bir şekle sahip %100 karbon fiber bir kabin kullanmıştır. Rüzgar direncini azaltmak için bir boşluk kapatma sistemi, römorkun arkasına kuyruk kısmı ve tam uzunlukta yan etekler de eklenmiştir. Bu arada, otomatik bir sistem, lastik basıncının düşük olduğunu algıladığı zamanlarda lastikleri gerektiği gibi kendiliğinden şişirmiş ve böylece yuvarlanma direncini düşürmüştür. Bu iki inovasyonun bir araya gelmesi, yakıt verimliliğini artırırken sürükleme kuvvetlerinden kaçınılmasına yardımcı olmuştur.

Verimliliği artırmanın bir başka yolu da, günümüzde mevcut olan yakıt seçeneklerinden en iyi şekilde yararlanmaktır. Pek çok filo operatörü için bu, farklılaştırılmış dizel yakıtların kullanılmasıyla sağlanabilir. Starship kamyonunu düşündüğümüzde, gelişmiş motor kontrolleri ve otomatikleştirilmiş manuel şanzıman ile düşük hızlı aks konfigürasyonu, verimliliği ve çekme gücünü artırmıştır.
 

Konu yakıt verimliliği ise aracınızın deposunu hangi yakıtla doldurduğunuzönemlidir.

Araçların tasarımı, geliştirilmesi ve çalıştırılmasında kullanılan donanım teknolojileri, hiper verimlilik sunan gelecek nesil dizel kamyonların temelini oluştursa da, Starship Projesi'nin başarısı, aracın deposunun hangi yakıtla doldurulduğunun da önemli olduğu gerçeğinin altını çizer niteliktedir.

Diğer en iyi uygulama çözümlerinin yanı sıra, kamyon motorlarını korumak ve zorlu koşullar altında en yüksek performansı sürdürmek için özel olarak formüle edilmiş ayrıcalıklı sarf malzemelerini seçmek, filo yöneticilerinin mevcut performans ve verimlilik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olurken aynı zamanda onları gelecekteki başarılar için hazırlayabilir.

Örneğin, Starship kamyonunda, yüksek performanslı, düşük viskoziteli Shell yağları kullanılmış ve böylece motordaki sürtünmenin azalması sağlanmıştır. Standart yağlara göre bunların, örneğin SAE 15W-40 yağlarıyla karşılaştırıldıklarında, yakıt ekonomisi açısından %2.6 oranında bir yarar sağlayarak bir yandan yıpranmaya karşı ayrıcalıklı bir koruma sağlarken bir yandan da yakıt tüketiminden kıstığı gösterilmiştir⁸.

Benzer şekilde, katkı maddes içeren farklılaştırılmış dizel yakıtlar ile ilgili yukarıda değinildiği üzere, tankın içinde bulunan yakıt, oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Araştırmalar, optimum yakıt seçimi ve yönetiminin (kullanım, depolama ve elleçleme dahil olacak şekilde) filo maliyetlerinde %30'a varan tasarruf sağlayabileceğini göstermiştir⁹. Sektör uzmanlarıyla iş birliği yapmanın önemini vurgulayan bu araştırmalar, aynı zamanda mevcut teknolojilerin sağladığı verimliliklerin bugünün hedeflerine ve uzun vadeli hedeflere ulaşmaya nasıl yardımcı olabileceğini de göstermektedir.

Bu çözümler arasında, enjektörler üzerinde zararlı karbon tortularının birikmesini önlemeye ve mevcut tortuları da gidermeye yardımcı olmak üzere tasarlanmış çift etkili temizleyici DYNAFLEX Teknolojisi ile geliştirilmiş Shell FuelSave Diesel de yer almaktadır. Bu, yakıtın hem motor verimliliğini hem de yakıt ekonomisini iyileştirmeye yardımcı olabileceği anlamına gelmektedir.

Daha verimli bir filo bugün bile mümkün

Bu konu bizi Bob Sliwa örneğine götürür. Sliwa; yalnızca uzun yol kamyonlarının ne kadar verimsiz olduğunu düşündüğü için değil, aynı zamanda gelecekteki başarı için yapılabilecek potansiyel iyileştirmeler olduğuna inandığı için Shell ile birlikte süper aerodinamik, hiper yakıt verimliliği sunan bir 8. Sınıf kamyon oluşturma fikrini ortaya atan ilk kişidir. Bunun hemen o anda hayata geçirilebileceğine de inanmıştır.

Tabii ki bu, her kamyonun Starship kamyonu kadar kolay bir şekilde donanımlı hale getirilebileceği anlamına gelmez. Ancak, günümüzün filo operatörleri için daha yüksek bir araç verimliliği elde edebilmek mümkündür ve bu daha yüksek verimlilik, toplam işletme maliyetlerini düşürmek ve karbon ayak izini azaltmak gibi geleceğin taşımacılık sektörünün karşılaşacağı giderek zorlaşan hedefleri karşılama konusunda yeterli olabilir. Sektörün bir adım ötesine geçmek için günümüzde mevcut olan teknolojiler, filo operatörleri tarafından, işleri için performans ve kârlılık destekleyicileri olarak görülmelidir.

En etkili araç, yakıt ve yağlayıcı teknolojilerinin seçiminden tavsiye ve enerji ve teknoloji uzmanlarıyla iş birliğinden yararlanmaya kadar uzanan Starship Projesi’nin olağanüstü yolculuğu, filo operatörlerinin önünde duran fırsatı doğrular niteliktedir. Kamyon verimliliği ile ilgili iyileştirmeleri belirlemek üzere hemen harekete geçmelerini ve ardından bunlardan yararlanmak için mevcut teknolojileri kullanmalarını gerektiren bir fırsat.